İçindekiler
Tavşan Adası
Prens Adaları arasında İstanbul’a en uzak mesafede kalır. Boyut olarak Kaşık Adası’ndan biraz büyüktür, eni – boyu 90 metredir; üzerinde ise 40 metre yüksekliğinde bir tepe bulunur. Adanın coğrafi olarak bir zenginliği yoktur, ağaçsız bir kayalıktan oluşur. Meskun değildir. Tekneyle girilebilen bir mağara bulundurur.
Modern Yunanca’da kelime anlamı Yeni Andros olan “Neandros” Adası olarak bilinmektedir. Bilinene göre Ege Denizi’nde bulunan Yunan adaarından biri olan Andros Adası’ndan Heybeliada’ya göç eden Yunanlar, orada bir koloni haline gelmişler. Hatta, Heybeliada’da Heybeli Mektebi’nin bulunduğu sokağın civarına “Androslular Mahallesi” denilecek kadar etkin bir hayatları varmış. Heybeliada’daki Androslular, Büyükada’nın arkasında gördükleri bugünkü adıyla Tavşan Adası’na kendi adalarını anmak adına Yeni Andros, yani Neandros demişler. Bugün, ada halen Niandros ve Yandros olarak da anılmaktadır. Türkçe ismi ise Tavşan Adasıdır. Haritalarda “Balıkçı Adası” olarak geçen Tavşan Adası’nın niçin böyle anıldığını merak ediyoranız cevabı da oldukça basit. Adada bir dönem tavşan nüfusunun fazlalığı dikkat çekmekteydi, daha sonra adaya Tavşan Adası dediler.
Gözleri kör edilerek Sedefadası’na sürülmeden önce İstanbul’un Ortodoks patrikliğini yapan ve aynı zamanda İmparator I. Mikhail’in oğlu olan Aziz İgnatios, daha sonra ömrünün geri kalanını burada geçirmiş ve gözleri görmediği halde küçük bir şapel yaptırmak için ilk taş ocağını burada kurmuştur. Bizans döneminde taş ocağı olarak kullanılan Tavşan Adası’nda aktif bir hayat ve kıyılarında yüzmeye elverişli bir alanı yoktur.
Küçük ve kullanıma elverişli olmamasına karşın Tavşan Adası, tıpkı Sivriada gibi bir dönem terkedilmiş köpeklere ev sahipliği yapmıştır. Zaman zaman bu özelliğinden dolayı Köpekler Adası olarak da isimlendirilmiştir.